SELÇUK
Bilmiyorum. Ben her akşam yediği pirinç pilavına şükreden bir insanım. Çantamdaki elmanın kurtlanmaması için başkalarının elmasından uzak durmaya çalışan biriyim. Sen cevapla kendi sorunu; Böyle bir iğrençlik tek geceyle biter mi?
BÜLENT
Sanmıyorum.
SELÇUK
Az önce emindin ama. Fikrini değiştiren ne oldu?
BÜLENT
Fikrimi değiştirmedim.
SELÇUK
Eminsin o zaman.
BÜLENT
Öyle demedim.
SELÇUK
Ya ne dedin Bülent. Sen arkadaşının karısıyla yaptığın zaman adı bir gecelik kaçamak, arkadaşın karınla yaptığı zaman iğrençlik olan yasak davranış biçimi tek geceyle biter mi, bitmez mi?
BÜLENT
…
SELÇUK
Yoksa hormonlarının ve salgılarının peşine takılan iki kişi bunu buldukları her fırsatta tekrarlarlar mı?
BÜLENT
Şe.. Şey.
SELÇUK
Ne?
BÜLENT
Şey bitmez herhalde.
SELÇUK
Şimdi de herhalde öyle mi? Senin kafan sandığımdan daha çok karışmış. Neyse soğutmadan kahvenden bir yudum al, için ısınsın.
BÜLENT
...
SELÇUK
Şeftalili buzlu çay. Biliyor musun en sevdiğim bu. Keşke bundan içseydin. Hem şeftalinin cinsellikte neyi ifade ettiğini biliyor musun?
BÜLENT
Aslında.
SELÇUK
Devam et. Seni dinliyorum.
BÜLENT
Aslında benim, psikolojik olarak yani, rahatsız olmama neden herhangi bir sorunum yok Selçuk.
SELÇUK
Kahve içmeye mi geldin o zaman. Güzel. İçiyoruz işte.
BÜLENT
Dalga geçme lütfen.
SELÇUK
Dalga geçmek mi? Çözümleyemediğin bir problemin yüzünden kapımı çalıp tanımlayamadığın sorunun için fikrimi soran sen değil miydin? Şimdi kalkmış aslında beni rahatsız eden hiçbir şey yok diyorsun. Eğer ikimizin arasında dalga geçen biri varsa o kesinlikle ben değilim dostum. Umarım sen de değilsindir.
BÜLENT
Aslında niyetim dalga geçmek değildi tabi.
SELÇUK
Bülent bilmem farkında mısın ama aynı cümleyi çok sık tekrarlamaya başladın. Aslında ki, bu aslında senin kullandığından farklıdır; Bu kendini rahatsız hissetmenin bir belirtisidir. Suçluluk duygusu mu deseydim acaba?
BÜLENT
Ben.
SELÇUK
Sen ne? Tuvalete gitmek gereği mi duyuyorsun yoksa seni yemeyeceğini bildiğin klozetle ilgili bir sorun mu? Sen ne?
BÜLENT
Ben.
SELÇUK
Onu anladım. Başka?
BÜLENT
Kendimi iyi hissetmiyorum. Boğazım yanıyor.
SELÇUK
Ha o mu? Önemli değil. Kahvene kattığım siyanürden olabilir? Yok, ama sanmıyorum. Öyle olsaydı ağzın köpürmeye başlardı.
BÜLENT
Siyanür mü. Ama neden?
SELÇUK
Sen söyle. Sana bir ipucu vereyim karımla yattığın için olabilir mi acaba? Ne kadar okuyup psikolog olsam da dipteki erkekliği törpülemiyor bu. İntikam duygusu genlerimizde var sanırım. Ama güzel.
BÜLENT
Karınla yatmak mı?
SELÇUK
Haklısın, senin karını düşününce onun kadar güzel olmadığını kabul etmek zorunda kalıyorum maalesef. İyi ruhu hakkında pek yorum yapmak istemiyorum yine de. Fakat gururlan diye söylüyorum, yatakta mükemmel.
BÜLENT
Sen… sen.
SELÇUK
Ben ne. Onunla yattığım için oyunbozan mıyım yoksa? Unutma ki karımla yatarak bunu başlatan sensin ve karın bu haberi benden duyduğunda ikinci duyduğu şeyi, teklifi mi yani geri çevirmedi. Şey başta ikna edebilmek için durumun ahlaki yanı üzerinde epey konuşmak zorunda kaldım ama değdi doğrusu.
BÜLENT
…
SELÇUK
Kızarıyorsun sanırım. Kızdığın için mi? Siyanürden değildir umarım. Elindekinin kıymetini kaybetmediğin sürece anlayamıyorsun değil mi Bülent. İnsanların genel bir davranışına örneksin yine de. Doğamızda bu var. Evindeki dışarı çıkıp geri dönmeyi düşünmeyene kadar varlığından bile haberdar olamıyoruz. Şimdi düşünüyorum da eğer bu denli yoğun çalışmayıp karımı ihmal etmeseydim, belki de şu an bunları yaşıyor olmayacaktık. Kimbilir, belki de asıl suçlu benim. Düşünsene sen belki de kurbansın. Bu hoşuna gitti mi? Gerçi öylede olsa bu karımı boğduğum ve biraz sonra acı içinde kıvranarak öleceğin gerçeğini değiştirmeyecek. Yine de iyi tarafından bak olaya.
BÜLENT
...
SELÇUK
Sırf senin bu aç gözlülüğün ve kural tanımazlığın yüzünden belki de yeni ve hatalardan uzak bir birliktelik başlayacak. Bülent ölmeden önce sana bir arkadaş olarak gururla şunu söyleyebilirim ki; Sen karımla birlikte kaçtıktan sonra yalnızlığın ağırlığını taşımakta zorlanacak olan karına her fırsatta yardım edeceğim. Sanırım bunu sana borçluyum dostum. Ha bu arada karın senin karımla birlikte kaçtığını sanıyor. Umarım anlarsın aksi halde benim hapse girmem gerekir? Bunu ikimizde istemeyiz değil mi?
BÜLENT
Alçaksın.
SELÇUK
Senin kadar değil. Ne o ağzın mı köpürüyor senin?
BÜLENT
Nasıl. Na?
SELÇUK
Karım söyledi
sanıyorsun değil mi? Asla. O bunu söylemeyecek kadar yürekliydi en azından. En
kötüsü de neydi biliyor musun. Doğum gününde sana hediye ettiğim kol düğmenin
tekini, burada, çalışma masamın üzerinde buldum. Hem de karımın ruj lekesinin
içinde. Gerçekten merak ediyorum doğrusu. Seni buraya geri getiren neydi?
Vicdanın mı, sanmıyorum. İpuçlarını çoktan bulacağımı tahmin edemedin mi?
(Masada
koyduğu yerden çıkarıp düğmeyi gösterir)
Senin de tahmin ettiğin gibi mutlaka öğreniyor insan.
BÜLENT
…
SELÇUK
Dur kıpırdama
lütfen, kol düğmesini ait olduğu yere takmama izin ver. Canın yanıyor değil mi?
Yine de tezlerimizin hepsinin doğru olduğuna sevinmek gerekir aslında.
Düşünsene sen vicdan ya da endişe, nedeni ne olursa olsun suç mahalline geri
döndün ve ben yarın iş başı yaparak suç mahallime geri döneceğim. Karımı yatak
odasında boğmuştum ve oraya da bu akşam gideceğim. Komik değil mi? Lütfen
Bülent halıya kusma, daha geçen hafta temizlettim. Yine temizletmek zorunda
kalırsam hakkımda kanıt bulabilirler. Bülent. Bu kadar çabuk ölmüş olamazsın
değil mi dostum? Daha sana karınla baş başa kalınca neler yapacağımızı
anlatacaktım…
BİTTİ
Galiba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder