-Korkmak
insan için yaşamak için gösterdiği en doğal tepkilerden biridir beyefendi.
Birçok insan korkmayı ciddiye almadığı için erken yaşta bu dünyadan göçer
maalesef, olaya bu gözle baktınız mı hiç?
-Yok, o
gözlerimi evde unutmuşum galiba, hiç bakmadım doktor bey. Gerçi baksam da bir
şey fark etmez nasılsa, ileri derecede hipermetrop, orta derecede miyop ve
yeterince astigmatım aynı zamanda. Gittiğim göz doktorları bana kör muamelesi
yaparlar hep.
-Karamsarlık
insanı karamsarlığa iter beyefendi işe önce iyimser olmayla başlamamız en
doğrusu bence. Bardağın
yarısı boş, bu belli. Dolu olan kısmını görmeyi deneseniz.
-yarım bardak su içmeyi
sevmiyorum doktor. Bendeki bardaklar hep dolu olmalı.
-iyi ya işte daha
iyimser yapar ki bu sizi.
-iyi de benim cam
fobim de var suyu tastan içiyorum ben.
-bazen başkalarının
fikirlerini dinlemek faydalıdır. Bir deneyin bence.
-Doktor
Bey ne zaman başkalarının fikirlerine uysam başıma gelmedik kalmıyor ama.
-Bakın beyefendi siz ne derseniz diyin, işin
uzmanı ve psikoloji dalında üç mastır, iki yüksek ve bir buçuk yayın yapmış
biri olarak konuşuyorum ve diyorum ki; kapalı yer korkunuzu yenebilmenizin ilk
ve en önemli kuralı korkunuzun üzerine gitmenizdir. Gitmezseniz olmaz. Onu
yenemezsiniz. Siz de takdir edersiniz ki bir şeyi yenebilmeniz için onu
bulabilmeniz gerekir. Göremediğiniz bir şeyi asla yenemezsiniz.
-Üç kere
gittim doktor, değişen bi şey olmadı. Üçün birinde bile değişen bi şey yok
yani. Yani birinde değişseydi en azından umut olurdu, o da yok.
-Olabilir
demek ki çareniz dördüncü gitmenizdeymiş. Bir daha gidin bakalım. Ona patronun
kim olduğunu göstermeniz gerekli. Emri kimin verdiğini bilsin bir.
-İyi de
bunun için gitmeme gerek yok ki doktor, patron o, çok belli. Niye bi daha gidip
yorayım ki kendimi? Emri o veriyor hep.
-Tekrarlıyorum,
iyileşmek istiyorsanız eğer, bu şart. Bence bir kez daha denemelisiniz. Umuyorum
ki bu sefer yeneceksiniz onu.
-Güzel
diyon da doktor. Korkum çok uzakta oturuyor. Zırt pırt ta gidilmiyor ki.
İnanmayacaksınız belki ama bi gidiş dört yüzden aşağı diil. Bi de dönüşü var
bunun. Arada acıkınca bi şeyler yiyecen, içecen. Can mı dayanır?
-Haklısınız.
Bakın o zaman ne yapalım biliyo musunuz? Gitmeyin. Çağırın o gelsin.
-Çağırdım
gelmiyo. Uzun yol korkusu varmış. Gelemiyo işte. Mesafe uzadıkça korkusu da
artıyormuş, ben de mesafenin uzadığı yerde oturuyorum ne yazık ki. İkimizin evi
arasında maratoncular idman sahası olarak kullanıyolar.
-Korkunuzun
korkusu var öyle mi? Garip.
-Niye
garip olsun ki doktor, nasıl ben ondan korkuyosam o da uzun yoldan korkuyo
işte. Ne var bunda? Sizin yok mu?
-Mantıklı
aslında. O vakit şöyle yapalım. Arayın onu, korkularınızı değiştirin.
Böylelikle siz ondan değil uzun yoldan korkarsınız ve onun yanına gitmek
zorunda kalmadığınız için de paranız cebinizde kalır? Nasıl fikir?
-Kötü
fikir. Korkmak ayrı sevmek ayrı. Ben ondan korkuyorum dedim, sevmiyorum demedim
ki. Tamam, ben uzun yoldan korkarak para kaybetmeyeceğim ama o ne olacak?
Kendinden korkarak rahat edemez ki.
-Bakın
böyle düşünmemiştim hiç.
-Fark
ettim.
-Haklısınız.
O zaman şey yapalım biz. Bana sormuştunuz ya. Ben mesela yüksekten korkuyorum.
Siz korkunuzu benimle değiştirin önce ben ondan korkayım. Sonra siz onunla
korkularınız değiştirirsiniz, uzun yoldan korkarsınız, o da yüksekten korkar.
Bu nasıl? Kimse kendinden korkmuş olmaz.
-Gereksiz.
-Niye ki?
-Sizinle
korkumu değiştirdikten sonra, yenisiyle idare edebilirim ki ben. Niye bi daha
onunla değiştireyim?
-Vay, bu
da doğru bak. O zaman ikimiz değiştiriyoruz, olay kapanıyo zaten. Öyle mi?
-Değil
maalesef.
-Hayda
şimdi ne oldu peki? sorun ne?
-On
yedinci katta oturuyorum doktor.
-Hmm bu
sorun olabilir gerçekten. Bakın ne geldi aklıma. Ben bahçe içerisinde müstakil,
havuzlu bir evde oturuyorum. İsterseniz evlerimiz de değiştiririz, böylelikle
ben yüksekten korkmayacağım için on yedinci kata rahatça çıkarım, siz de yeni
eviniz tek katlı bina olduğu için problem yaşamazsınız. Evet?
-Mantıklı.
Bir dakika anahtar cebimde olacaktı. Buyrun. Ben de sizinkini alayım. Tapu
işlemleri için falan tanıdığım biri var, ondan rica ederim size uğrar bir ara.
-Anlaştık
o zaman. Çözdüğümüze sevindim.
-Ben de.
Borcum ne kadar doktor?
-Şimdi
bir bakalım. Muayene iki yüz elli lira. Yükseklik korkum, hadi yarısını alayım,
sizden de korkunuzu aldım onu düşelim. Beş yüz elli lira. Ev bir buçuk milyon
demişlerdi en son, bunda da sizinkini düşersek, beş yüz bin de o diyelim.
Toplaaam. Beş yüz bin sekizyüz lira.
-Peki
bana ne olur doktor?
-Valla başkası kurtarmaz beyfendi, en son bu.
-Tamam ya, anlaştık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder