-Osman
Abi, sen misin? Nerelerdesin ya, görünmüyorsun hiç?
-Değilim
ben Osman. Orhan’ım ben.
-Emin
misin abi, uzaktan Osman Abi gibi yürüyorsun ama, dur bakayım evet bak sağ
bacağın da diğerinden kısa gibi. Sen Osman Abi’sin. Kesin.
-İnsan
insana benzer arkadaşım, Osman Abi değilim ben. Orhan Abi’yim. Sağ bacağım da
kısa falan değil benim. Belki sol bacağım uzundur ama. Bilemem.
-İyi
de Osman Abi insan değil ki zaten.
-Terbiyeli
olun lütfen. Sizi saygılı olmaya davet ediyorum. Akşam akşam ne biçim laf öyle.
-Ne
oldu ki?
-Daha
ne olsun ne öyle Osman Abi insan değil falan.
-iyi
de Osman Abi melek melek. İnsan olamaz o. Onu diyorum.
-Ha
öyle diyorsun. Aslında biraz düşününce Osman Abi olabilirim gibi geliyor. Ne de
olsa ben de bir nevi melek sayılırım.
-Ama
Osman Abi başka türlü bir melek. Yani o kadar olur. Yani melekler bile ona
melek gözüyle bakıyordur sanırım.
-Teşekkür
ederim. Hakkımda böyle düşündüğünü bilmiyordum hiç, farkında bile değildim
inan.
-Sen
de kimsin ki. Tanıyor muyum seni?
-Osman
Abi’yim ya ben. Sen söyledin az evvel. Melek Osman.
-Osman
Abi mi. Sen mi? Valla kusura bakma bilader ama sende hiç Osman tipi yok. Orhan
tipi var sende daha çok. Evet, Orhan elektriği alıyorum senden. Orhan’sın sen.
Kesin.
-Emin
misin ya? Şöyle bi de yandan baksana bana, Osman’ımdır belki. Burnumda hafif
bir kemer var gördün mü? Osman kemeri o.
-Yok,
Daha çok Orhan’ı andırıyor bence o kemer. Hem Osman Abi’nin burnunda kemer yok
ki bi kere. Dedim ya, sen Osman Abi değilsin.
-Orhan
diyorsun.
-Evet,
hem de İkinci Orhan.
-Bari
Birinci Orhan olaydım.
-Üzgünüm
ama, ikincisiymişsin gibi geldi bana.
-Olsun.
Orhan’da iyidir di mi hem. Hani bi Osman kadar olmasa da, onun da bir iki melek
tarafı vardır yani.
-Borcunu
ödemiyor o. Melekler borç yapar mı bi kere abi?
-Ne
borcu ya. Borç nereden çıktı şimdi? Benim kimseye borcum falan yok.
-O
zaman Mithat Abi’sin sen. Onun borcu yok hiç. Kusura bakma Mithat Abi Orhan Abi
sandım seni bi ara.
-İyi
de Orhan’ım ben zaten.
-O
zaman altı ay önce aldığın parayı ne zaman ödemeyi düşünüyorsun Orhan? Bi de
utanmadan Osman Abi’yle bir tutuyorsun kendini. Ayıp. Osman Abi melek hem.
-Tamam,
peki. Madem öyle diyorsun sen. Ne kadar borcum vardı sana?
-İki
bin lira.
-Yuh.
İki bin lirayı niye aldım ki senden oğlum? Neyse, öderim borcumu. Polemiğe
girmeyeceğim senle, Orhanlığıma yakışmıyor böyle tartışmalar. Al şu bin. Şu da
iki bin. Tamam, ödeştik değil mi artık?
-Abi
neyin parası bu. Niye veriyon ki bana bu parayı şimdi sen?
-Ne
demek neyin parası? Borç almıştım ya oğlum senden iki bin lira onu ödüyorum
işte geriye.
-Ne
zaman almıştın abi ya, hatırlayamadım ben. Emin misin benden aldığına. Osman
Abi vermesin sana o borcu?
-Eminim
senden aldığıma. Hani altı ay önce çatıyı tamir ettireceğim bana iki bin lira
borç verebilir misin demiştim de, al abi iki bin lira bu ay da kirayı geç veririm
olur senin işin görülsün, ama altı ay sonra geri isterim, demiştin ya. O para.
-Ha.
İyi de abi senin paran burada geçmez ki?
-Hadi
ya. Hiç böyle düşünmemiştim. Nerede geçiyor peki, orada vereyim .
-Abi
bu yakınlarda pek geçmiyor senin paran. Geçen Osman Abi’ye bi elli lira
vermişsin, bi karpuz al da akşam yiyelim diye, geçmemiş mesela. Bizimle kafa mı
buluyorsun diye dövmüşler bir de Osman Abi’yi.
-Yapma
ya. O yüzden kaç gündür Osman Abi’yi göremiyorum.
-Evet,
üç gün hastanede yattı, şimdi evinde dinleniyor Osman Abi.
-Gidip
bi ziyaret edelim adamı o zaman, ayıp olmasın gitmiyoruz diye sonra. Gönül
koyar bize.
-Koymaz
abi. Gönül Yenge bir aylığına köye gitmiş geçen hafta. Osman Abi yalnız evde.
-Nasıl
yalnız, Mithat Abi yok mu yanında?
-Mithat
Abi kim? Hem sen kimsin, ne istiyorsun benden? Lütfen peşimi bırakır mısın,
evime geldik zaten.
-Benim
Orhan. İkinci Orhan.
-Annem
tanımadığın adamlarla konuşma dedi.
-İkinci
Orhanlarla da mı? Tanışmıştık ya. Altı ay önce borç almıştım hani senden.
-Hatırlamıyorum,
altı ay uzun bir süre. Ben daha dün akşam ne yediğimi hatırlamıyorum. Yok,
pilav üstü kuru yemiştim. Hatırladım bak. İki gün öncesini hatırlamıyorum ama.
Mantı mı vardı ne? Emin olamıyorum en azından.
-Peki,
şu iki bin lirayı versem hatırlamana yardımcı olur mu acaba?
-Rüşvet
mi teklif ediyorsun görev başındaki bir manava?
-Hayır
motivasyon aracı diyelim.
-O
zaman olur, ver bakayım.
-Hepsini
birden harcama olur mu?
-A, Orhan Abi sen misin. Hayırdır hangi rüzgâr attı seni buraya? Babam da senin
için nerede kaldı o köftehor diyordu. İşin yoksa bize gidelim, kapıya kadar
gelmişiz zaten.
-Gidelim
valla, Kadir Abi’yi de özlemiştim.
-Babamın
adı Samet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder