12 Haziran 2025 Perşembe

OSMAN ABİ

 

-Osman Abi, sen misin? Nerelerdesin ya, görünmüyorsun hiç?


-Değilim ben Osman. Orhan’ım ben.


-Emin misin abi, uzaktan Osman Abi gibi yürüyorsun ama, dur bakayım evet bak sağ bacağın da diğerinden kısa gibi. Sen Osman Abi’sin. Kesin.


-İnsan insana benzer arkadaşım, Osman Abi değilim ben. Orhan Abi’yim. Sağ bacağım da kısa falan değil benim. Belki sol bacağım uzundur ama. Bilemem.


-İyi de Osman Abi insan değil ki zaten.


-Terbiyeli olun lütfen. Sizi saygılı olmaya davet ediyorum. Akşam akşam ne biçim laf öyle.


-Ne oldu ki?


-Daha ne olsun ne öyle Osman Abi insan değil falan.


-iyi de Osman Abi melek melek. İnsan olamaz o. Onu diyorum.


-Ha öyle diyorsun. Aslında biraz düşününce Osman Abi olabilirim gibi geliyor. Ne de olsa ben de bir nevi melek sayılırım.


-Ama Osman Abi başka türlü bir melek. Yani o kadar olur. Yani melekler bile ona melek gözüyle bakıyordur sanırım.


-Teşekkür ederim. Hakkımda böyle düşündüğünü bilmiyordum hiç, farkında bile değildim inan.


-Sen de kimsin ki. Tanıyor muyum seni?


-Osman Abi’yim ya ben. Sen söyledin az evvel. Melek Osman.


-Osman Abi mi. Sen mi? Valla kusura bakma bilader ama sende hiç Osman tipi yok. Orhan tipi var sende daha çok. Evet, Orhan elektriği alıyorum senden. Orhan’sın sen. Kesin.


-Emin misin ya? Şöyle bi de yandan baksana bana, Osman’ımdır belki. Burnumda hafif bir kemer var gördün mü? Osman kemeri o.

 

-Yok, Daha çok Orhan’ı andırıyor bence o kemer. Hem Osman Abi’nin burnunda kemer yok ki bi kere. Dedim ya, sen Osman Abi değilsin.


-Orhan diyorsun.


-Evet, hem de İkinci Orhan.


-Bari Birinci Orhan olaydım.


-Üzgünüm ama, ikincisiymişsin gibi geldi bana.


-Olsun. Orhan’da iyidir di mi hem. Hani bi Osman kadar olmasa da, onun da bir iki melek tarafı vardır yani.


-Borcunu ödemiyor o. Melekler borç yapar mı bi kere abi?


-Ne borcu ya. Borç nereden çıktı şimdi? Benim kimseye borcum falan yok.


-O zaman Mithat Abi’sin sen. Onun borcu yok hiç. Kusura bakma Mithat Abi Orhan Abi sandım seni bi ara.


-İyi de Orhan’ım ben zaten.


-O zaman altı ay önce aldığın parayı ne zaman ödemeyi düşünüyorsun Orhan? Bi de utanmadan Osman Abi’yle bir tutuyorsun kendini. Ayıp. Osman Abi melek hem.


-Tamam, peki. Madem öyle diyorsun sen. Ne kadar borcum vardı sana?


-İki bin lira.


-Yuh. İki bin lirayı niye aldım ki senden oğlum? Neyse, öderim borcumu. Polemiğe girmeyeceğim senle, Orhanlığıma yakışmıyor böyle tartışmalar. Al şu bin. Şu da iki bin. Tamam, ödeştik değil mi artık?


-Abi neyin parası bu. Niye veriyon ki bana bu parayı şimdi sen?


-Ne demek neyin parası? Borç almıştım ya oğlum senden iki bin lira onu ödüyorum işte geriye.


-Ne zaman almıştın abi ya, hatırlayamadım ben. Emin misin benden aldığına. Osman Abi vermesin sana o borcu?


-Eminim senden aldığıma. Hani altı ay önce çatıyı tamir ettireceğim bana iki bin lira borç verebilir misin demiştim de, al abi iki bin lira bu ay da kirayı geç veririm olur senin işin görülsün, ama altı ay sonra geri isterim, demiştin ya. O para.


-Ha. İyi de abi senin paran burada geçmez ki?


-Hadi ya. Hiç böyle düşünmemiştim. Nerede geçiyor peki, orada vereyim .


-Abi bu yakınlarda pek geçmiyor senin paran. Geçen Osman Abi’ye bi elli lira vermişsin, bi karpuz al da akşam yiyelim diye, geçmemiş mesela. Bizimle kafa mı buluyorsun diye dövmüşler bir de Osman Abi’yi.


-Yapma ya. O yüzden kaç gündür Osman Abi’yi göremiyorum.


-Evet, üç gün hastanede yattı, şimdi evinde dinleniyor Osman Abi.


-Gidip bi ziyaret edelim adamı o zaman, ayıp olmasın gitmiyoruz diye sonra. Gönül koyar bize.


-Koymaz abi. Gönül Yenge bir aylığına köye gitmiş geçen hafta. Osman Abi yalnız evde.


-Nasıl yalnız, Mithat Abi yok mu yanında?


-Mithat Abi kim? Hem sen kimsin, ne istiyorsun benden? Lütfen peşimi bırakır mısın, evime geldik zaten.


-Benim Orhan. İkinci Orhan.


-Annem tanımadığın adamlarla konuşma dedi.


-İkinci Orhanlarla da mı? Tanışmıştık ya. Altı ay önce borç almıştım hani senden.


-Hatırlamıyorum, altı ay uzun bir süre. Ben daha dün akşam ne yediğimi hatırlamıyorum. Yok, pilav üstü kuru yemiştim. Hatırladım bak. İki gün öncesini hatırlamıyorum ama. Mantı mı vardı ne? Emin olamıyorum en azından.


-Peki, şu iki bin lirayı versem hatırlamana yardımcı olur mu acaba?


-Rüşvet mi teklif ediyorsun görev başındaki bir manava?


-Hayır motivasyon aracı diyelim.


-O zaman olur, ver bakayım.


-Hepsini birden harcama olur mu?


-A, Orhan Abi sen misin. Hayırdır hangi rüzgâr attı seni buraya? Babam da senin için nerede kaldı o köftehor diyordu. İşin yoksa bize gidelim, kapıya kadar gelmişiz zaten.


-Gidelim valla, Kadir Abi’yi de özlemiştim.


-Babamın adı Samet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ŞEY

  Çook yıllar önce. Babam o zamanlar boyacılık yapıyor. Bir gün sabahın beşinde, -niyeyse kargalar uyanmadan yola çıkıyorduk hep- evden çıkt...