17 Haziran 2025 Salı

KABURGASIÇATLAĞIN İSMAYİL 1

 

 KABURGASIÇATLAĞIN İSMAYİL

‘helebilmemnenyum projesİ'

 Senaryo       Erdal AYKAN 2017                                                                 

 

 

SAHNE 1                   gök lalesi üretim birimi                                                                       

Bilim adamı, Odontoid

 

Kadraj saksı içerisine dikili bir çalıyı üstünden aydınlatan ay-

dınlatma ayrıntısıyla açılır. Bir tür gece lambası tarzı kırmızı ve mavi karışık ışık kuvözlere benzetilmiş saksıyı sırasıyla ay-

dınlatmaktadır. Duvarlarda birçok dünya sebze ve meyvesi olmayan ama dünyadakileri andıran bitkilerin kesitsel görünümleri asılı- dır. Üzerlerinde meyvelerin adları ve onlarla ilgili çeşitli bil-

giler not düşülmüştür. Ancak bütün resimlerin üzeri çarpılanmış- tır.

 

Geniş kadrajda odanın bir laboratuvar olduğu anlaşılır. Dolaplar- dan birinin üzerinde  ‘Şehir araştırma-geliştirme laboratuvarı-kayıtlı ürün çekirdekleri deposu’ yazılıdır. Altında ‘çekirdekleri çitlemeyin’ yazılıdır.

 

Beyaz önlüklü bir uzaylı bilim adamı masa başında tezgaha yaydığı bazı sebzeleri yarmış, çekirdekleri olduğu anlaşılan habbelerin içlerini kontrol etmektedir. Arka fonda otomatik kapı açılır ve içeriye genç bir dişi olan, asistan Odontoid girer, üzerindeki beyaz önlüğünü çıkarıp duvara dayanmış dolaba asar. Bilim adamına yaklaşır. Bunlar küçük kuyruk çıkıntıları olan, burunları olmayan ve ellerinde dört parmak bulunan yeşilimsi, kahverengi insanımsı yaratıklardır.

 

BİLİM ADAMI

(Kolundaki saate konuşmaktadır)

Deneme on üç milyon yedi yüz altmış iki bin beş yüz doksan altı. Yedinci tekrar. Sanırım genetik olarak bir karşılık noksanı zincirin tamamlanmasını engelliyor fakat yaptığım bütün müdahalelere rağmen bitkilerden büyümelerini sağlayacak yeterli verimi alamıyorum. Çekirdekleri büyümeden çürüten bir gen tespit ettim ve deneylerimi başarısız bırakan bu gene karşısındaki geni görmediği için kör gen adını verdim. Dörtgen diyecektim ama köşeleri olmadığı için vazgeçtim.

 

ODONTOİD

(Elinde salatalığa benzer bir sebze vardır ve bir ısırık alır.)

Ben çıkıyorum üstat.

 

BİLİM ADAMI

(Eliyle tamam işareti yapar, yediği sebzeyi fark eder, kolundaki saatin düğmesine basarak kaydı durdurur.)

Ya Odontoid yeme diyorum şu deney materyallerini ya, genetiğiyle falan oynayıp duruyoruz, sonra bi taraflarının simetrisi bozulacak al başına belayı, zaten sonuca ulaşamıyoruz, bi de senin bi tarafının derdine düşmeyelim.

 

ODONTOİD

Bi taraftan kasıt üstat?

 

BİLİM ADAMI

Bi taraf işte… ne bileyim ben, sözün gelişi söyledim.

 

ODONTOİD

(Heyecanla)

Söz geldi mi ki? Hadi ya. Sektöryan bi haber verir di mi geldim diye.

 

BİLİM ADAMI

(Şaşkın)

Nooluyo lan?

 

ODONTOİD

Daha üç güneş dönümü vardı dönmesine. Nerede şimdi, ne zaman geldi ki? Niye erken geldi hem.

 

BİLİM ADAMI

(Bıkkın)

Du bi nefes al ya.

 

ODONTOİD

Sorun yok di mi?

 

BİLİM ADAMI

Sakin ol. Yav şimdi buna da lafın gelişi diycem, Laf’ta mı geldi diye motora bağlıycan.

 

ODONTOİD
Laf ta mı geldi yoksa?

 

BİLİM ADAMI

(derin bi nefes alır)

Ahan işte, ne dedim ben. Zaten o iki aynı zamanda doğan sektöryan’a isimlerini vereni bulursam yapacağımı biliyorum ben ya, neyse? Söz gelmedi daha. Bi tarafın şişer deyim sadece, deyim. Ondan söyledim ben. Sakin ol.

 

ODONTOİD

(Anlar)

Ha.

(Göğüslerini gösterir)

Bunlar zaten şişik. Sekizi birden, daha ne tarafım şişecek ki?

 

BİLİM ADAMI

Ya boş ver, konuşmadım var say ya. Ama deneklerimi yeme bir daha, zaten nadir bulunuyolar artık, tanesini kaç sektöriye alıyorum haberin var mı?

 

Odontoid elinde kalan son parçayı da ağzına atar.

        

ODONTOİD

(Ağzı dolu, anlaşılmaz.)

Tamam, tamam, bu son, asıl yemeseydim bi tarafım şişecekti. Ödediğin sektörileri hak ediyolar ama, çok tazeler, çıtır çıtır.

 

BİLİM ADAMI

(Başını sallar.)

Ya Odontoid beyni büyük ve kıvrımlı bi dişisin aslında, ama bazen düz beyinlik yapabiliyorsun, şaşırıyorum.

 

ODONTOİD

Onore ediyorsunuz. Lütfen üstat bana Odontoid demeyin, Dens deyin.

 

BİLİM ADAMI

Niye Odontoid’in nesi var? Üretgeçinin üretgeçinin adı diye mi? İsimler eskise de anlamları değişmiyor biliyor musun?

 

(Alt yazı: Niye Odontoid’in nesi var? Annenin annesinin adı diye mi?)

 

(Başıyla dışarıyı işaret eder)

Ne oldu sol göğsündeki kelebek problemin, en son kan pompanı hızlandıranla söz verecektiniz birbirinize, bir pürüz çıktı diye duydum. Doğru mu?

 

(Alt yazı: Ne oldu aşıktınız, en son sözlenecektiniz, bir pürüz çıktı diye duydum. Doğru mu?)

 

ODONTOİD

Teyit edilmiştir. Aslında bi taraflarım şişmiş bile.

 

BİLİM ADAMI

O ne demek kız, ne alakası var göğsündeki kelebek probleminle?

 

(Alt yazı: O ne demek kız, ne alakası var aşık olmanla?)

 

ODONTOİD

Klonman seyyar gemi kaptanıydı biliyorsunuz. Birbirimize söz vermeye söz verdiğimiz güneş tepeyi dönerken yedinci göğüs çıkıntımda elime gelen bi sertlik fark ettim. Klonman’a bahsettim bu durumdan, anında Sektör’den Sirius merkeze tayinini istedi.

 

(Alt yazı: Çocuk, kaptandı biliyorsunuz. Sözleneceğimiz gün, ğöğsümde bir şişlik fark ettim. Çocuğa bahsettim, anında tayinini istedi)

 

BİLİM ADAMI

Süt kesesidir belki. Bazen şişer o.

 

ODONTOİD

Biz yumurtluyoruz üstat, süt kesesi ne?

 

BİLİM ADAMI

Doğru ya, trigotyumsulardan evrimleşirken kalan sekiz adet gereksiz ve tehlikeli kalıntı işte. Sadece cinsel kabarıklıklar. Bi vücut analizcisine gitseydin bari, bi ileri doku taraması falan yaptırsaydın. Kötüye sarmasın sonra veren muhafaza? Dedik di mi sana denekleri yeme diye başına bi iş sarmayasın.

 

ODONTOİD

Gittim, gittim. Basit bi samanyolu şişmesi olmuş meğer, ama klonmana anlatamadım bunu. Problem bu. Şu an beden olarak uzağız, yakınlaşacak gibi de gözükmüyoruz, çoktan Sirius merkez’de göreve başladı bile kuyruğu kopasıca. Ama kan pompalayıcına anlatamıyosun bunu tabi. Bi işitme deliğinden giriyor, öbürüne gelemeden burun deliğinden kaçıyor.

(Gülümser)

Neyse, bunu da atlatırız herhalde, neleri atlatmadık ki?

 

BİLİM ADAMI

İşte böyle… İyi olmuş aslında.

 

ODONTOİD

Siz demeyin bari üstat, göğsümdeki kelebekleri uçurup dururdu deli gibi bilirsiniz. Sağımı solumu karıştırıyodum onu her gördüğümde.

 

BİLİM ADAMI

Yok şimdi gerçekçi olalım Odontoid, sen onu görmeden önce de sağını solunu şaşırıyodun.

 

ODONTOİD

Her fırsatta başıma kakacaksınız değil mi üstat?

 

BİLİM ADAMI

Ya, sağ tarafın boşluktu, sol tarafın masa. Beş güneş dönencesi uğraşmıştık onu bulabilmek için. Masaya koy demiştim. Solundaki masaya.

 

ODONTOİD

Tamam, haklısınız ama, o güneş yüzü dalgındım biraz. Güneş arkası uykumu iyi alamamıştım, şaşırdım.

 

BİLİM ADAMI

Neyse, boş ver şimdi geçmiş geçti bi kere. Gelelim senin problemine. Samanyolu şişmesi ya birbirinize söz verdikten sonra olsaydı. Öyle oyun değil birbirinize söz vermek. İyiyken de, kötüyken de diyo sektör yasaları, canın sıkılıncaya kadar demiyo.  Öyle kafana göre çekip gidemezsin tayinini isteyip. Ya o zaman gitseydi…  Ya da…

(eliyle burnunu çekip masaya üç kere vurur)

Söz verdikten sonra klonları yumurtlasaydın… Şişlikten korkan yine korkacak, yine tayinini isteyecekti o…

(Susar)

 

ODONTOİD

(Tamamlar)

Kuyruğu kopasıca.

 

BİLİM ADAMI

O kuyruğu kopasıca, evet. O zaman ne yapacaktın Odontoid?

(Duralar)

Dens yani. o zaman Klonların yanında boynunu büküp doğurtgaçının öz birimine mi dönecektin? Ne diyecektin yılların buruşturduğu Sektörlüye, üzgünüm klonman mandan çıkmadı, yandan çıktı mı?

 

(Alt yazı: o zaman çocukların yanında boynunu büküp babanın evine mi dönecektin. Ne diyecektin yaşlı adama, üzgününüm kocam adam çıkmadı mı?)

 

ODONTOİD

(Eliyle burnunu çekip üç kere yere vurur.)

Böyle düşünmemiştim hiç.

(Boş ver tarzı elini sallar)

Amannn yazdıysa bozsun var eden. Verilmiş limitim varmış desenize.

 

BİLİM ADAMI

Di mi? neyse üç güneş turu geçmez başka bi klonmana uçurtursun sol göğsündeki bütün kelebeklerini sen. Az dolu değilsin nasılsa.

 

(Alt yazı: Di mi? Neyse üç gün geçmez başka birine aşık olursun sen. Az deli değilsin nasılsa.)

 

ODONTOİD

(Odontoid gülümser.)

Yok, bi daha mı, yazdıysa silsin yazan. Kelebeklerimi doğaya serbest bıraktım ben, sol göğsümde bir tane bile kalmadı. Hem, ben de gidiyorum Sektörden. Buralarda gözeneklerim hava geçirmiyor artık, bunalıyorum.

 

BİLİM ADAMI

Gidip te ne yapacaksın Odontoid…

 

ODONTOİD

(Düzeltir)

Dens.

 

BİLİM ADAMI

(Düzeltir)

Dens. Gidip te ne yapacaksın?

 

ODONTOİD

Uzay sataşma birliklerine katılmaya karar verdim üstat. Sataşman olacağım. Hayatta kalma sorunum olursa başka sorunun önemi kalmaz kafam rahat olur diye düşündüm. Sorun canken derdin man olmaz.

(Durur)

Sataşcan daha doğru bir isim değil mi sizce de üstat. Sataşma birliklerinde sadece manlar yok ki, dişiler de var. Bilimde de böyle çalışanların hepsi bilimman sanki. Biz neyiz peki? Materyal mi?

 

BİLİM ADAMI

Çıkıntının önemli olduğu devirlerde çıkıntısı olanın çıkıntısına güvenerek verdiği adlardan o. Gelenek gibi bi şey olmuş artık, çok önemli değil yani… De; bunu başka zaman tartışırız istersen. Sataşma Birliği de nereden çıktı durup dururken, sen ondan bahset hele. Sen bilim dişisisin olur mu öyle şey? Hücrelere ayırmayı öğrettiler sana, hücreleri yok etmeyi değil. Daha buradaki görevin bitmedi senin, görev reddini kabul etmiyorum.  Tazminatını verdirtmem bak ona göre.

 

ODONTOİD

Çoktan başvurdum bile üstat. İki güneş dönümü öncesi sınava girdim.

 

BİLİM ADAMI

İyi halt ettin. Eee?

 

ODONTOİD

Kazanmışım, öz birimime üniformamı ışınlamışlar, almaya gidiyorum şimdi. Sekiz çıkıntımın rahat olduğunu teyit edip geri bilgi istediler. Sataşırken oramın buramın kaşınmasını istemiyorlar sanırım.

 

BİLİM ADAMI

Ciddisin yani?

 

ODONTOİD

Evet, üstat.

 

BİLİM ADAMI

Göğüs kafesinde kelebek uçurtmak zordur Dens, fikrini bi daha gözden geçir bence. Unutunca avunursun. Avununca pişman olmayasın sakın. Güneş yüzünü döndüğünde konuşalım bunu, üniforma ben istersem geri verilebilir. Hala sözüm geçer yukardakilere. Bunu düşün.

(Bilim adamı önündeki işe döner.)

Doğurtgaçına kabalaymış dediğimi ilet lütfen.

 

(Alt yazı: Babana selamlarımı ilet lütfen)

 

ODONTOİD

(Sırtı dönük duvara doğru ilerlerken arkasına döner,)

İletirim,

(masalardan birinden ilk yediğine benzemeyen bir sebze daha alır, saklamaya çalışır. Tekrar dönüp kapıdaki bir düğmeye basar, duvarda daha önceden belli olmayan bir kapı açılır, çıkarken)

sizde kendi yarınıza kabalamı iletin. Yarım konusunda şanslısınız madem, onun kıymetini bilin. Söz vermişsiniz ama göz görmedikten sonra kim takar sözü di mi? Ha Göklalesinden çıkmamışsınız hiç, ha Sirius Merkez’e tayin istemişsiniz…

(Elindekini ağzına atar)

 

BİLİM ADAMI

(Gülümser)

Sağol, dirseklerin dert görmesin. Bu arada sırtı büzük soğanını aldığını görmedim zannetme, onun tanesi beş buçuk sektöri.

 

ODONTOİD

Bi tarafım şişmesin diye kaptan, müsaade et, he deyince bırakılmıyor işte alışkanlık. 

 

BİLİM ADAMI

Kaptan. Ohhooo sen çoktan sataşcan olmuşsun bile. Bir gün gerçekten şişecek bi tarafın ya neyse? O olacak.

 

ODONTOİD

Ben kaçtım. Gün yüzünü bulmadan görüşürüz, kara şeyler çıkardığına bulanmadan gelirim.

 

(Alt yazı: Sabah erkenden görüşürüz, karga b**unu yemeden gelirim)

 

Otomatik kapı açılır, çıkar. Kapı kapanır, üzerinde aya benzer gezegen resim var. Gezegene zoom.

 

GEÇİŞ

 

SAHNE 2                         Dünya, Nurcan yatakta

     Nurcan

 

Ay dolunay. Kadraj sadece ay. Kayarak, pencereden Nurcan’ın odasına pencereden geçiş. Nurcan yatıyor. Uyuyor. Elinde arkası dönük, göğsüne bastırdığı resim. Kadraj kayar. Yorganın üzerinden, pencere kenarına, saksıda yapraklar. zoom.

 

GEÇİŞ

 

SAHNE 3                        gök lalesi üretim birimi                                                                       

     Bilim adamı, bilim adamının karısının hologramı

 

Bilimadamının labaratuvarında saksıdaki çiçek yakın çekim. Kadraj genişler, masaya kayar. Bilim adamı kapıya bakıyordur.

    

BİLİM ADAMI

Çok dolu şey.

 

(Alt yazı: Deli şey)

 

(Masasına döner ve kol saatinin düğmesine tekrar dokunur, masasındaki bitki örneğini inceleyerek not alır.)

Not. Sanırım verilen ışığın enerji seviyelerini tekrar gözden geçirmeliyim. Kör gen üremeleri amaçlı konulan kırmızı ve mavi ışık şualarını renk körü olduğu için seçemiyor olabilir mi? İsmini değiştirsem bir fayda sağlar mı? Bu soruların cevaplarını araştıracağım. Yarı geçirgen üzerinde duruyorum. Tam geçirgen olmadığı kesin.

 

Birden kamyonların havalı kornalarına benzer bir sesle irkilir.

 

BİLİM ADAMI

Klonken çekenin üretgeçi, şimdi bu kim ya? Konuşmaktan iş yapamıyoruz.

 

(Alt yazı: Ebesinin **ı, şimdi bu kim ya? Konuşmaktan iş yapamıyoruz.)

 

Masadaki küçük kutuya bakar, ekran kenarındaki küçük ışık yanıp sönmektedir.

 

BİLİM ADAMI

Sonra niye başarısı yok, niye sonuç alamıyo. Bi fırsat veriyo musunuz ki?

 

Kutunun ekranında öbür yarın yazmaktadır.

(Alt yazı: Karın)

 

BİLİM ADAMI

Al işte. Buladık yine.

 

(Alt yazı: Al işte. Sıçtık yine)

 

(Saate bakar, yemlenen tavuğa benzeyen bir hayvanın saniyelerle başını indirdiği büyük duvar saatinde saat 11e geliyordur)

Hadii zaman ölçere bak. Ne zaman iki birli yan yana geldi yahu. Karanlık zifire dönmek üzereyken aramazdı.

 

Düğmeye basar. Bu arada kadrajda ön planda üzerinde özel bir lamba ile aydınlatılan bir saksı içindeki çalı yapraklanmaya başlar. Konuşmalar boyunca tomurcuklanır ve birbirinden farklı patlıcana, domatese, salatalığa benzeyen meyve ve sebzeler aynı bitkide büyümeye başlar. Konuşma esnasında bilim adamı uzaylı onları fark etmez.

 

Masanın karşısındaki boşlukta gecelikli çok şişman bir uzaylı dişi hologramı belirir.

 

HOLOGRAM

Kambala dambişko öbür yarımcım.

 

(Alt yazı: Selamın hello kocacığım)

 

BİLİM ADAMI

Dambişko… ay dabala. Benimde laf modumu bozdun.

 

(Alt yazı: Hello… Ay, selam. Benim de ağzımı bozdun.)

 

(Karısının kıyafetlerini fark eder. Kızgın)

Ya ben sana kaç kere diyeceğim öyle kendinden geçme kıyafetinle çıkma şu zımbırtıya diye, ya etrafımda başkaları olsaydı, ya dişi hatlarını görselerdi?

 

HOLOGRAM

Hatlarını değil, katlarını, ne öyle zayıflar gibi.

(Elleriyle göstererek)

Sekiz önde, dört arkada toplam on iki birbirinden muhteşem katımı.

(Taklit eder) 

Ya dişi hatlarını görselerdi.

(Kendi sesi)

         Zevksiz.

 

BİLİM ADAMI

(Karısını taklit eder)

Hatlarını değil katlarını… tamam işte aynı şey, ya etrafımda başkaları olsaydı, bu güneş sırtını dönünce ortalığa böyle çıkmanı serbest yapmıyor.

 

HOLOGRAM

İyi ya işte, öbür yarının hatları belirsiz diye hepsi seni kıskanırlardı, daha ne istiyorsun, hem neredesin sen, iki bir yan yana geldi nerdeyse?

 

BİLİM ADAMI

(Kızar)

Gök lalesindeyim nerede olacağım başka? Sanki başka bir yere gidiyormuşum gibi. Gizli sekiz çıkıntılımın koynundayım.

(Sakin)

Hem neden görüntünü gönderdin ki bana, özel birimde sorun yok di mi?

 

HOLOGRAM

Yok yok

 

BİLİM ADAMI

Klonlar iyi mi?

 

(Alt yazı: Çocuklar iyi mi?)

 

HOLOGRAM

İyiler iyiler merak etme, seni beklemeye dayanamadılar, kurutulmuş gıdalarını kemirdikten sonra kendilerinden geçtiler, mışıl mışıl baygınlar şimdi. Sanki özel birime gelince onlarla çok ilgileniyormuşsun gibi soruyorsun bir de. Söyle bakalım büyük kloncan öğretgeçte kaçıncı seviyeye atladı?

 

(Alt yazı: Söyle bakalım büyük oğlan okulda kaçıncı sınıfa geçti?)

 

BİLİM ADAMI

İyi tamam başlama yine, öğretgeç takibi sendeydi, anlaşmıştık.

 

HOLOGRAM

İşine gelmedi di mi? Başlama yineymiş. Ara sıra gelsen, bi enselerini falan cimcirsen, bi karınlarını sıvazlasan bi yanına felç mi iner. Herkesin doğurtgaçında görüyorlar uhluyorlar. Artık kuyrukları yağlandı, kandıramıyorum. Doğurganları yetmiyor. Bu arada kloncan ikiden sonraya aştı. Sorarlarsa ziyan olma.

 

(Alt yazı: Ara sıra gelsen bi saçlarını okşasan, biraz oynasan ne olur? Herkesin babasında görüyorlar, imreniyorlar. Artık büyüdüler, kandıramıyorum. Anneleri yetmiyor. Bu arada oğlan üçe geçti. Sorarlarsa utanma.)

 

BİLİM ADAMI

Tamam ya… Madem özel birimde sorun yok öyleyse niye rahatsız ediyorsun beni, işim başımdan aşkın bilmiyor musun? Çok önemli bir buluş üzerindeyim, sonuca çok yaklaştım. Artık Şehir’de kimse açlık çekmeyecek, kimse kurutulmuş gıda kemirmek zorunda kalmayacak, eğer başarılı olursam Sektörde herkes istediğini istediği yerden alabilecek.

 

HOLOGRAM

Evet evet biliyorum, herkes istediğini istediği kadar kemirebilecek, tam otuz güneş turu duyuyorum bunları.

 

BİLİM ADAMI

Geç dalganı sen. Tabi tok açın halinden anlamazmış.

 

HOLOGRAM

Anlar niye anlamasın. Yoksa, sen de mi önyargılısın bu konuda? Zaten niyeyse sen de üretgeçinde bi sevemediniz benim klon bireylerimi. Seninkiler sanki helebilmemnenyum atomu.

 

BİLİM ADAMI

Ne?

 

HOLOGRAM

Bi fırsat vermiyolar ki çocuğa, anlıyo mu, anlamıyo mu anlaşılsın, biri bi yalan söylemiş, adı çıkmış işte, tok açın halinden anlamazmış.

 

BİLİM ADAMI

Ne diyon sen ya, iyi misin?

 

HOLOGRAM

Tok aslında iyi çocuk onu diyom, ne diycem başka. Var ya problem aslında aç denen ötekinde sen ne dersen de.

 

BİLİM ADAMI

Ne?

 

HOLOGRAM     

Aç hiç te göründüğü gibi saf değil, öyle görünüyo sadece. Göstermiyor ayrı, herkesi kandırıyor. Doğurtgaçıyla konuştum geçenlerde öğretgeçte de problemliymiş.

(Sanki etrafında birileri varmış gibi, yanına bakıp, yaklaşır ve kısık sesle söyler)

Yanında oturan klonun kuyruğunu kapıya kıstırmış, koparıyomuş az daha.

(Geri çekilir, normal sesle)

Zavallı klon, on güneş boyu oturamayacakmış.

 

BİLİM ADAMI

Hay bu güneş arkası anlayışınıza sizin. Ben de ne diyo bu diyorum. Kafayı yedin sandım bi ara.  Manyak mısınız siz ya? Dilekçe yazıcam şehir isim koyma birimine, kural getirsinler, iki anlamlı isim konulmasın klonlara, bu ne ya?

 

HOLOGRAM

Neyse, ne diyecektim ben. Ha, bu güneş arkası birbirimize söz verişimizin döngüsel denk gelimiydi. Gök karanlığa tam kaymadan gelecektin hani?

 

(Alt yazı: Bu gece evlenme yıldönümümüzdü. Gece yarısından önce gelecektin hani?)

 

(Sesini taklit eder)

Bu kez galaksi patlasa geç kalmam.

Kızgın)

Unuttun yine di mi?

 

BİLİM ADAMI

(Kendi kendine)

Eyvah, bu gün arkası mıydı lan o?

 

(Alt yazı: Eyvah, unuttum lan)

 

(Duvarda ki takvime bakar, takvim bizimkine benzer üzerinde Sirion kardeşler kaya fırını yazmaktadır. O günün tarihi yuvarlak içine alınmıştır. Karısına döner.)

Hiç unutur muyum sol göğsümde kelebek uçurtan? Gelecektim tabi, işler uzadı işte, çıkamadım. Hem gök karanlığa tam kaymadı ki. Yarım daha. Sen görüntünü göndermeden önce ben de gök lalesinden çıkıyordum tam.

 

(Alt yazı: Hiç unutur muyum sevgili karıcığım?  Gelecektim tabi, işler uzadı işte, çıkamadım. Hem gece yarısı olmasına var daha. Sen aramadan önce ben de gök lalesinden çıkıyordum tam)

 

HOLOGRAM

Ne zaman burada olursun, sana sürprizim var.

 

BİLİM ADAMI

Ne sürprizi?

 

HOLOGRAM

Gelince görürsün sürprizi. Geç kalma sakın. Gelirken bir tane de unsal katı getir, ıslak yemek yaptıydım.

 

     (Alt yazı: Gelirken bi tane ekmek getir, çorba yaptıydım)   

 

BİLİM ADAMI

Zıkkımın kökü mü yoksa?

 

HOLOGRAM

Hem de en sevdiğin gibi çok acılı. Ha unsal katıyı Orionluların fırınından alma sakın ama, onlar suni güneş kullanıyorlarmış, griler yapıyormuş ekmeği, çabuk katıya dönüyor.

 

BİLİM ADAMI

Griler ne anlar ekmek yapmaktan, sektörde yiyecek işlerinden uzak durmaları yasa değil miydi artık? En son yaptıkları böcek suyu çorbasından gerçek et çıkmıştı.

(Yere tükürür ve ayağıyla basıp ezer gibi yapar)

İğrenç. Ben bile içmiştim ya, en sevdiğim çorbadan tiksindim, aklıma geldikçe içim dışa yürüyor artık, hesaplaşma kubbesine bile vermeyi düşünmüştüm beni zevkten mahrum bıraktılar diye, sonra boş ver dedim, var edenden bulsunlar.

 

HOLOGRAM

İyi işte köşedeki siriuslulardan al, onların ki kaya fırını, kolay kayalaşmıyor. Ve bir tane al. Senden başka kemiren yok, kalıyor sonra. Hediye aldın mı bari bana?

 

BİLİM ADAMI

(Şaşkın)

Hediye?

 

(Alt yazı: Kesin sıçtık)

 

Ta tabi almam mı hiç?

(bir bitkiyi, arkasına saklar.)

 

HOLOGRAM

Yine saksıda deney materyali değil di mi? Geçen söz verişimizin döngüsel denk geliminde bulutsu turpu getirmiştin. Benimle konuşmuştu, ergenliğe girinceye kadar yiyememiştik.

 

BİLİM ADAMI

Eliyle kenara iter)

Yok canım ne münasebet, her güneş turu aynı şey olur mu? O zaman ki en önemli buluşumdu o. Senin gibi yani. o yüzden.

 

HOLOGRAM

Canım, gönlümü almayı da biliyon hemen. İyi o zaman geç kalma, klonlar uyanmadan gel, seninle ilgili beş döngüsel kalkınma planlarım var.

 

BİLİM ADAMI

Tamam tamam, ışınlayıcı ısınır ısınmaz ışınlanacağım ben, sen kapa hadi kimse gelmeden.

 

HOLOGRAM

Sen kapa.

 

BİLİM ADAMI

Hayır sen kapa,

 

HOLOGRAM

Sen kapa.

 

BİLİM ADAMI

Ya biri içeri girmeden kapasana şunu artık.

 

HOLOGRAM

(Omzunu kaldırarak)

ı ıı sen kapa, bana ne.

 

BİLİM ADAMI

Sen kapa işte, vakit kaydırtma bana, gün dönene kadar kapamam bak, sonra da iki birliyi kaçırırım, ikinci birli iki olursa karışmam.

 

(Alt yazı: Sen kapa işte, zaman kaybettirme bana, sabaha kadar kapamam bak)

 

HOLOGRAM

Kaçırırsan sürpriz de ziyan olur. Önce sen kapa işte.

 

BİLİM ADAMI

Kılımı kıpırdatmam, sen kapa diyorum.

 

HOLOGRAM

Bana ne bana ne, hem senin kılın yok ki, benim var. Bıyıklarımı da düzleştirdim bu arada, sırt tüylerime de perma yaptırdım, senin en sevdiğin; tam kıvırcık değil de, hafif dalgalı. Sarmal galakside uzay sörfü modeli.

 

BİLİM ADAMI

Ahha, sürpriz buydu di mi? Böyle konuştururlar işte sektörlü dişiyi.

        

HOLOGRAM

Dombik.

 

(Alt yazı: Pislik)

 

BİLİM ADAMI

Aslın dombik.

 

(Alt yazı: Sensin pislik)

 

HOLOGRAM

Aslın işte. Dombilik.

 

(Alt yazı: Sensin işte. Çok pissin)

 

BİLİM ADAMI

Dombilik mombilik, ama aslına kombilik di mi?

 

(Alt yazı: Pislik mislik, ama senin pisliğin di mi?)

 

(Çiçeği görür, sözünü keser.) 

Tamam görüşürüz sonra.

(Hologram bir şeyler söylemeye çalışırken kapar. Çiçeğin yanına gider.)

Nihayet. Otuz güneş turudur süren çalışmalarım sonunda ürün veriyor. Başardım.

(Başını çevirip etrafına bakar bir çok üstünden aydınlatmalı benzer saksı sistemi gelişmiş ya da gelişmekte olan meyve sebzelerle dolmuştur. Ellerini kaldırıp bağırır)

 Başardım.

(Önündeki saksıya döner sonra eğilip yakından bakar)

Artık açlık yok.

(Durur, heyecanla gülümser)

Büyük zortu alacağım. Sektörün en himirlisi  ben olacağım.

 

(Alt yazı: Nobeli alacağım, sektörün en onurlusu ben olacağım)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YAANİ

Haftaya şöyle bir göz attığınızda bir tek SALI 'nın yalnız olduğunu görürsünüz; CUMA'nın ertesi var, PAZAR'ın ertesi var, e ÇARŞ...